AHMET ZORLU
Sen nasılsan hayat da öyledir…
”BİR HAYAL KURUYOR VE HAYAL UĞRUNA VAR GÜCÜNÜZLE ÇALIŞIYORSANIZ KOLAY KOLAY VAZGEÇMEZSİNİZ.” BU SÖZLER TIRNAKLARIYLA KAZIYARAK GELDİĞİ ZİRVEYİ FAZLASIYLA HAKETMİŞ, ZORLU HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI AHMET ZORLU’DAN.. BABASININ 1940’LARDA DENİZLİ’NİN BABADAĞ’DAKİ EVLERİNDE KURDUĞU DOKUMA TEZGÂHINDA BAŞLAYAN İŞ YAŞAMINDA BASAMAKLARI NASIL TIMANDIĞINI ANLATIRKEN, ‘NE İŞ YAPTIYSAM AŞKLA YAPTIM. HAYATTA SADECE İŞİMİ KAYBETMEKTEN KORKARIM, ONUN DIŞINDA HİÇBİR ŞEYDEN KORKMAM’ DİYOR.
15 yaşında çocuk yaşta solumuşsunuz iş hayatının tozunu. Çocukluğunuzu kaçırdığınızı düşünüyor musunuz?
Çocukluğum dokuma tezgâhlarının arasında geçti. Dokumanın atıklarından top yapıp oynadığımızı hatırlıyorum. Çocuksanız bir şekilde kendinize oyunlar yaratabiliyorsunuz. O yüzden çocukluğumu kaçırdığımı düşünmüyorum. Aksine oyun ile çalışma disiplinini bir arada görüp yaşayabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Küçükken çok hareketli bir çocuktum. Sürekli hayaller kurardım. Babadağ’a gelen fötrlü tüccarları görür, onlar gibi olmayı hayal ederdim. Daha 13 yaşında, babamdan bana iş yeri açmasını istiyordum. Sonunda babamı 15 yaşında ikna ettim. Erken yaşta iş hayatına başlamanın birçok faydasını gördüm.
Erken iş hayatına başlamak size ne kattı?
Ticarette dürüstlüğün, çalışkanlığın; sözünü zamanında ve eksiksiz yerine getirmenin önemini daha çocuk yaşta kavramıştım. Bu kazanımlar sayesinde, iş hayatına başladığım ilk yıllarda; yağmur, çamur demeden malları zamanında yetiştirmek için çalıştığımı, aracın giremediği yerlerde ürünleri sırtımda taşıyarak müşteriye zamanında ulaştırmaya gayret ettiğimi hatırlıyorum. Çünkü söz senettir ve zamanında yerine getirilmediği zaman müşterinin gözünde itibarınız zedelenir. Yine daha çocuk yaşlardayken Babadağ’da Ticaret Odası’nda çarşafla ilgili sorulara yanıtlar verirdim. Ürün ile ilgili cevaplar tutarlı olmaz ve gerçeği yansıtmazsa mal kaliteli sayılmazdı. Kalite kavramı, daha o günlerden içime işlemişti. Özellikle insanların yeni olana ilgisini daha o yaşlarda fark etmiştim. Bu sayede çalışma hayatım boyunca hep işimi farklı yapmaya çalıştım, hep yenilik peşinde koştum.
Hayatınızda eksikliğini hissettiğiniz en büyük şey ne?
İnsanın kendisini sürekli geliştirmesi gerektiğine inanırım. Ben de bu açıdan kendimi gelişen dünya koşullarına göre yetiştirmek için ne gerekiyorsa yaptım. Yıllar boyunca dünyadaki birçok fuara katıldım, oradaki işletmeleri ve fabrikaları yerinde ziyaret ettim. Bu sayede Türkiye’de birçok ilki gerçekleştirebildim. Yeniliğe ve dünyadaki gelişmelere bu kadar açık biri olarak bir yabancı dili çok iyi kullanabilmeyi isterdim.
Tırnaklarınızla kazıyarak yükselmişsiniz. Yapamayacağım, vazgeçmeliyim dediğiniz anlar oldu mu? Yoksa çıkış yollarını hep zorladınız mı?
Bir hayal kuruyor ve hayal uğruna var gücünüzle çalışıyorsanız kolay kolay vazgeçmezsiniz. Elbette yapamayacağım dediğim anlar olmuştur; ama ben her zaman öncelikli olarak mücadele etmeyi ve bir çıkış yolu aramayı tercih ettim. Bu konuda da ilk büyük dersimi, çocuk denebilecek yaşta Trabzon’da açtığımız dükkânda almıştım. İşlerin çok iyi gitmesine ve çok iyi satış yapmamıza rağmen yılsonunda 10 bin lira zarar etmiştik. Beni bir korku almıştı, babama ne cevap verecektim. O gün orada her şeyi bırakıp geri dönebilirdim ama yapmadım. Başarısızlığımdan ders çıkarıp ilerleyen dönemde bu zararı daha çok çalışarak kapattım. Aynı şekilde Vestel’i satın alma sürecimiz de çok sıkıntılıydı. Kayyum atanmış bir tesisti, çeşitli sorunları vardı. Satın alma süreci çok sancılıydı, birkaç kez ciddi tıkanmalar oldu. Fakat biz pes etmedik ve sonuna kadar giderek Vestel’i satın aldık. Türkiye’den dünyaya teknolojik ürün ihraç edeceğiz dedik. Azmettik, çok çalıştık ve bugün Manisa’daki Vestel City’den dünyanın 157 ülkesine teknolojik ürün ihraç ediyoruz.
ÇALIŞTIĞIM İNSANLARDA ARADIĞIM ÖZELLİKLER; ÇALIŞKANLIK, DÜRÜSTLÜK, SÖZÜNDE DURMA, KALİTE, MÜKEMMELLİYETÇİLİK, YENİLİKÇİLİK, TUTKU VE BAĞLILIK.
Yola çıktığınız ya da çıkacağınız insanlarda olmazsa olmaz aradığınız özellikler neler?
Çocukluğumda iş dünyasına dair kazandığım değerleri birlikte yola çıktığım insanlarda da ararım. Çalışkanlık, dürüstlük, sözün zamanında ve eksiksiz yerine getirilmesi bunların başında gelir. Bunlarla birlikte kalite bizim için her şeyden önce gelir. Bu hassasiyet sayesinde bugün fabrika ve tesislerimiz, kalite alanında birçok uluslararası ödüle sahip. Bu nedenle, birlikte çalıştığımız arkadaşlarımın kaliteden ödün vermesini istemem ve mükemmeliyetçi olmalarını isterim. Dünya standartlarını kendilerine hedef olarak koymalarını beklerim. Hatta yapılmayanı yapmayı, denenmemiş olanı denemeyi önermeleri beni mutlu eder. Bunun dışında, yenilikçilik bizim için olmazsa olmaz dediğimiz bir özellik. Yenilikçi ve çözüm üreten, yaratıcı kişilerle çalışmayı severim. Bunun dışında işini aşkla yapan insanlar benim için her zaman tercih sebebidir. Çünkü ben ne iş yaptıysam severek yaptım. Bugün bile hala fabrika ve tesislerimizi düzenli olarak ziyaret ederim. Çalışma arkadaşlarımda da bu tutku ve bağlılığı gördüğümde çok mutlu oluyorum, benim de motivasyonum artıyor.
“Biraz titizim” demişsiniz bir söyleşinizde. Sizinle çalışmanın zor tarafları var mıdır?
Evet, titiz bir insanım. Bu işte de böyle, özel hayatımda da. Herhangi bir şeyi aksak ya da eksik gördüğüm zaman dayanamam. O mutlaka düzeltilmeli. Zamanında yapılmayan işlerden, çözüm yerine bahane üretilmesinden hoşlanmıyorum. Bu tür davranış ve yaklaşımlar, insanı ya da bir kurumu başarısızlığa sürükler. İşine, kurumuna ve kendine karşı bu titizliği ve hassasiyeti göstermeyenlerin uzun vadede başarılı olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü ertelenen, düzeltilemeyen birçok küçük aksaklık bir süre sonra büyük bir soruna, hatta krize dönüşebiliyor.
‘’Yaşam okulda öğretilenlere pek benzemez. Önemli olan pratik yapmak. Ben ticaret hayatından çok şey öğrendim’’ demiştiniz bir röportajınızda. Ticari yaşamdan öğrendiğiniz en önemli şey diye sorsam…
SPOT: TİCARETTE ÇOK İYİ KOKU ALMANIZ GEREKİR. BUNU DA OTURDUĞUNUZ YERDEN YAPAMAZSINIZ; GEZECEKSİNİZ.
Ticaret hayatında öğrendiğim en önemli şeyin sezgilerimi kullanmak olduğunu söyleyebilirim. Ticaret yapıyorsanız iyi koku almanız gerekiyor. Ticaret bana zaten güçlü olan sezgilerimi nasıl kullanacağımı öğretti. İstanbul’a ilk geldiğimde pazardaki boşlukları çok iyi gördüm, bu boşlukları dolduracak ürünler ürettim. Örneğin o zamanlar pazarda desenli çarşaf yoktu, Türkiye’nin ilk desenli çarşafını ürettik. Çarşafların ebatları belliydi. Pazarda bu boşluğu da gördüm ve Türkiye’nin kingsize çarşafını ürettik. Bugün bunlar çok sıradanmış gibi gelebilir ama o gün pazarda yapılmayanı yapmış, üretilmeyeni üretmiştik. Siparişlere yetişemiyorduk. Bugün inovasyon dedikleri şeyin daha 50 sene önce farkına varmıştım. O yüzden dediğim gibi ticarette çok iyi koku almanız gerekir. Bunu da oturduğunuz yerden yapamazsınız; gezeceksiniz. İşinizle ilgili ülkenizde, dünyada ne var göreceksiniz ki yenilikçi çözümler üretebilesiniz.
Daha önceki kuşaklarda örnekleri var ama içinde yaşadığımız dönem bilgi ve eğitim çağı. Bu dönemde Eğitim olmadan da başarılı olunur mu?
Açıkçası ben ticaret hayatından çok şey öğrendim ama eğitiminin de çok önemli olduğunu bu vesileyle ifade etmeden geçemeyeceğim. Eğitim yaşam boyu süren bir yolculuk; bilgiler çok hızlı geçerliğini yitiriyor, yetkinlikler çok hızlı değişiyor… Gençlerimiz ister profesyonel olarak iş hayatına katılsınlar, isterlerse girişimci olsunlar, kendi işlerini kursunlar mutlaka eğitimlerine önem vermeliler. Eğer kendilerini hem okulda hem de sahada yetiştirirlerse bizden çok daha başarılı olacaklarına ve ülkemizi daha ileriye taşıyacaklarına gönülden inanıyorum. Bu düşünceyle biz bugün Mehmet Zorlu Vakfı çatısı altında verdiğimiz burslarla ve eğitim programlarıyla gençlerin gelişimini destekliyoruz, 21. yüzyılın gerektirdiği yetkinlikleri ve değerleri gençlere kazandırmaya önem veriyoruz.
SPOT: ‘ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ HAYALLER KURARIM AMA HİÇBİR ZAMAN HAYALCİ OLMADIM. HAYALLERİMİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN CESUR DAVRANDIM’
Siz nasıl başarılı oldunuz? Anahtar neydi sizin için?
Başarının elbette bir tane sırrı yok. Fakat her şeyin başında önce iş ahlakı sonra da iş terbiyesi geliyor. Çok çalışmak ve sebat etmek ise olmazsa olmaz kural… Ne mutlu ki biz bu değerlerin hepsini ailede gördük ve öğrendik. O yüzden kendimi bu konuda çok şanslı hissediyorum. Eğer kendimle ilgili bu konuda özel bir şey söyleyecek olursam; ‘hayal kurmak’ diyebilirim. Ben çocukluğumdan beri çok hayal kurarım ve bu güne kadar da ne hayal kurduysam gerçekleştirdim. Fakat ne kadar çok hayal kurarsam kurayım hiçbir zaman hayalci olmadım. Kurduğum hayalleri gerçekleştirmek için cesur davrandım ve çok çalıştım. Ne iş yaptıysam aşkla yaptım. Hayatta sadece işimi kaybetmekten korkarım, onun dışında hiçbir şeyden korkmam. Uzun süre kurduğum ve gerçekleşmesi için çok çalıştığım hayal, gerçeğe dönüşene kadar da rahat uyumam.
GENÇ YÖNETİCİLERE TAVSİYEM: ‘NASIL FARKLI YAPABİLİRİM VE SONUCU DEĞİŞTİREBİLİRİM DİYE DÜŞÜNÜN. HER GÜNE BİR YENİLİKLE UYANIN
Genç nesil yönetici ve patronlara tavsiyeleriniz ne olur?
Açıkçası ben sanayiciyim. Üretmeye, istihdam yaratmanın önemine inanırım. Genç nesile de tavsiyem öncelikle çok çalışmaları olacaktır. Bununla birlikte mutlaka hayal kurun, hayal kurmaktan çekinmeyin ama hayalci de olmayın demek isterim. Hayallerinizi gerçekleştirecek cesaretiniz, onları hayata geçirecek azminiz olmalı. Aşk, coşku, istek ve inanç çok önemli… Başarısızlıktan yılmamak, daima daha iyisini yapmak için çalışmak çok önemli. Yeniliğe ve öğrenmeye açık olmalı insan… Neyi, nasıl farklı yapabilirim ve sonucu değiştirebilirim diye düşünmeli. Bu nedenle de gençlere her güne, bir yenilikle uyanmalarını tavsiye ederim.
SPOT: BÜYÜK YATIRIMLAR BİR ANDA KARAR ALARAK OLMAZ. ÖNCE VİZYON GEREKLİ. FIRSAT ÇIKTIĞINDA DA CESARET VE SABIR
Zor dönemlerde önemli kararlar ve büyük yatırımlara imza atmışsınız. Karar alma sürecini nasıl yönetiyorsunuz?
Büyük yatırımlar, aslında öyle bir anda karar alınarak yapılmıyor. Örneğin Vestel’i satın almadan çok önce; geleceğin elektronikte olacağına inanmıştım ve bu konudaki fırsatları araştırıyordum. Karar almak için önce bir vizyonunuz olmalı. Önünüze bir fırsat çıktığında ise cesur olmalısınız. Önünüze çıkacak engelleri aşma konusunda sebat etmelisiniz. Aldığınız kararın arkasında duracak şekilde hareket etmelisiniz.
DÜNYADA ARTIK BİR SEKTÖRE YATIRIM YAPMAKTANSA O SEKTÖRDEKİ ALANLARA YATIRIM YAPMALI. AKILCI OLAN YENİ NESİL İŞLERE ODAKLANMAK
Yeni bir yatırım kararı alsanız hangi alana ya da alanlara yatırım yapardınız?
Dünyada aslında artık bir sektöre yatırım yapmaktansa o sektör içerisinde hangi alanlara yatırım yaptığınız daha önemli. Zaten birçok sektör de birbiri ile sinerji içinde çalışıyor. Bu açıdan ben Zorlu Grubu’nda sürdürülebilirlik yaklaşımı ile Akıllı Hayat 2030 stratejisi doğrultusunda yaptığımız yatırımların kendi kendini beslediğini ve içerisinden yepyeni yatırım alanları çıkaracağını söyleyebilirim.
Örnek verebilir misiniz?
Bugün biz geleneksel gibi görünen tekstilde bile, Zorlu Tekstil çatısı altında geliştirdiğimiz yeni teknik ve akıllı tekstiller sayesinde; sağlıktan, güvenliğe, giyilebilir teknolojiden otomotive kadar her sektöre katma değerli ürün sunuyoruz. Yine Vestel, elektrikli araç ekosisteminde şarj cihazlarından, elektronik kartlara, eğlence ve bilgi sistemlerinden, pil sistemlerine kendine yeni bir yol çizmiş durumda. Zorlu Enerji ise ZES şirketi ile elektrikli araçlar için uçtan uca şarj istasyonu çözümleri sunmak gibi oldukça yenilikçi işler yapıyor. Önümüzdeki dönemde de katma değeri yüksek bu gibi yeni nesil işlere odaklanmanın çok akılcı olacağını düşünüyorum.
En büyük idealiniz neydi? Ulaştınız mı?
Kurduğum hayallerin hemen hemen hepsine ulaştım. Yurduma, memleketime ve insanımıza ekmek kapıları açmak, dünyanın dört bir yanına gururla ürünlerimizi sunmak en büyük idealimdi. Çok şükür bunu gerçekleştirdim.
Yeni idealiniz var mı? Nedir?
Dünyada elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji ve dijitalleşmeyle yeni nesil bir ekonomi doğuyor. Bundan sonraki dönemde ülkem adına üretilen elektrikli araçların dünyanın dört bir yanında yollara çıkması, Vestel’in global elektrikli araç ekosisteminde önemli bir cihaz ve çözüm üreticisi poziyonuna gelmesini ve Zorlu Enerji’nin şarj istasyonu çözümlerinin dünyanın dört bir yanında insanlara hizmet ettiğini görmeyi hayal ediyorum.
İyi bir sanayici olarak sanayi sektörünün geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?
Bugün Türkiye ekonomisi tamamen dünyaya açık bir ekonomi ve küresel olarak rekabet edebilecek güçte. Geçen yıl küresel salgına rağmen 170 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştirdik, inanıyorum ki önümüzdeki dönemde bu daha da artacak. Girişimci ruhumuz, yeniliklere açık olmamız ve kaliteli, esnek ve çevik üretim kapasitemiz ile dünyanın farklı bölgelerindeki taleplere hızlı cevap verebiliyoruz. Bununla birlikte tüm sektörleri düşündüğümüzde ihracatımızın katma değeri hala istediğimiz seviyede değil.
SPOT:
SANAYİMİZİ MARKA HALİNE GETİRMEK İÇİN;
AR-GE VE İNOVASYONA YATIRIM YAPMALI
KÜRESEL REKABETTE YENİ FIRSAT ALANLARI YARATMALI
E-TİCARETİMİZİ ULUSLARARASI REKABETE TAŞIMALIYIZ
İhtiyaçlar ve eksiklikler neler size göre?
Bunun için Ar-Ge ve inovasyona çok daha fazla yatırım yapmalıyız. KOBİ’ler dahil farklı ölçekteki tüm şirketlerin buna böyle bakması gerekiyor. Sadece teknoloji ve benzeri sektörlerde değil tekstil dahil her sektörde yenilikçi olmalı ve ihracatımızın katma değerini artırmalıyız. Bununla birlikte Asya Pasifik, Sahra Altı Afrika ve Amerika Kıtası gibi daha az bulunduğumuz bölgelere nasıl gideceğimizi planlamalıyız. Buralar bizim için küresel rekabette yeni fırsat alanları açabilir. Ayrıca e-ticareti de artık uluslararası rekabetin ayrılmaz bir parçası haline getirmeliyiz. Diğer taraftan pandemi, tedarik zincirinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Pandemi sonrasında dünyada dengeler yeniden kurulurken Türkiye, tedarik zincirinde yeni ve güçlü bir rol üstlenebilir. Türkiye sanayisi bugün dünyanın her ülkesiyle rekabet edebilecek düzeyde ama bunu yeterli görmemeli sanayimizin kendisini de bir marka haline getirmeliyiz.
SPOT: 2021 TÜRKİYE İÇİN FIRSATLAR YILI OLACAK AMA ASIL TOPARLANMA 2022’DE. PİYASALAR AÇILIR YABANCI YATIRIMLAR GELİRSE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYE GEÇEBİLİRİZ
2021 Türkiye ekonomisi için beklentileriniz nedir? Nasıl bir yıl olacak sizce?
Pandemi ile birlikte dünya düzeninde önemli değişimler oluyor ve olmaya devam edecek. Bu değişim içerisinde önümüze çıkabilecek fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Bu açıdan 2021 kritik bir yıl olacak. Açıkçası Türkiye ekonomisi için 2021’in toparlanma ve yeniden istikrara kavuşmak için iyi bir fırsat yılı olacağını düşünüyorum. Salgına yönelik önlemlerin etkisi ve aşının yaygınlaşmasına paralel, işler yeniden yavaş yavaş rayına oturacaktır. Özellikle yılın ikinci yarısı ile birlikte toparlanma daha da güçlenebilir. Bununla birlikte aşının gelişmiş ülkeler ve en fazla ihracat yaptığımız AB bölgesinde hızla uygulanması önemli bir avantaj olacaktır. Zorlu Grubu olarak, dünyanın 157 ülkesine akıllı ve yenilikçi ürünler ihraç ediyoruz. Bu açıdan küresel ekonomide yaşanacak toparlanmanın bizim de işlerimize olumlu yansıyacağını düşünüyorum. 2022 ile birlikte ise piyasaların tam anlamıyla açılması ve yabancı yatırımların gelmesiyle sürdürülebilir bir büyüme dönemine doğru geçiş yapabiliriz.